Elena Varol, SearchInform Türkiye İş Geliştirme Müdürü
Günümüzde büyük veri ihlalleri yüzlerce şirketi etkileyerek milyonlarca hassas verinin sızdırılmasına yol açıyor. Örneğin, 165 kuruma ait verilerin sızdığı meşhur Snowflake veri ihlali gibi olaylar, kurumsal güvenlik açıklarının ciddiyetini ortaya koyuyor. Hükümetler ise bu artan tehditlere karşı veri koruma yasalarını giderek daha da sıkılaştırıyor.
Bu nedenle DLP (veri kaybı önleme) sistemleri artık kurumlar için bir “olmazsa olmaz” haline geldi. Peki, işletmenize en uygun DLP sistemini nasıl seçersiniz? İşte dikkat etmeniz gereken altı kritik faktör.
1. Ağ Problemlerine Karşı Dayanıklılık
Güçlü bir DLP sistemi, internet kesintileri ya da ağ sorunları karşısında bile güvenlik görünürlüğünüzü korumalıdır. Kaliteli DLP çözümleri, topladığı verileri arşivleyebilir ve bağlantı yeniden kurulduğunda bu verileri merkezi sunucuya aktarabilir.
Özellikle düşük bant genişliğine sahip bölge ofisleri olan kurumlar için bu özellik hayati önemdedir. Uygun bir sistem, veri transferlerini belirli saat aralıklarında planlayarak gün içi operasyonları etkilemeden gece saatlerinde aktarım yapabilir.
2. Donanım Gereksinimleri ve Yazılım Optimizasyonu
DLP sistemlerinin donanım ihtiyaçları ciddi ölçüde farklılık gösterebilir. Bu fark, uygulama maliyetlerinde %20 ila %40 arasında değişikliğe neden olabilir.
Birçok ofis bilgisayarı yüksek performanslı donanımlara sahip değildir. Bu nedenle yazılım optimizasyonu büyük önem taşır. Örneğin, gelişmiş dosya izleme ve esnek takip ayarları sayesinde sunucu alanı ihtiyacı sekiz kata kadar azaltılabilir.
Bazı DLP çözümleri, tek bir yazılımdan ibaret olmayıp birden fazla platformu tek bir grafik arayüz altında birleştirir. Bu durum hem sistemin donanım ihtiyacını hem de performansını olumsuz etkiler.
3. Veri Kanallarının İzlenebilirliği
E-posta, bulut depolama, NAT ve anlık mesajlaşma hizmetleri gibi veri kanallarının izlenmesi, DLP sistemlerinin temel işlevlerinden biridir. Gelişmiş sistemler, şifrelenmiş veri kaynakları (örneğin Microsoft Teams, Rocket Chat, Microsoft 365) üzerinde de kontrol sağlamalıdır.
Ayrıca bazı üreticiler, WhatsApp gibi yaygın uygulamalarda denetim sağladığını iddia eder. Ancak çoğu zaman, bu platformların yalnızca masaüstü sürümlerinde sınırlı metin takibi mümkün olabilir. Gerçek işlevselliği görmek için DLP sisteminin saha koşullarında mutlaka test edilmesi gerekir.
4. Gelişmiş Analitik Özellikler
DLP seçiminde şu soruların yanıtı büyük önem taşır:
Sistem, metin ve görsel içerikleri yeterli derinlikte analiz edebiliyor mu?
Olay incelemelerini kolaylaştıracak araçlara sahip mi?
Önceden tanımlanmış politika şablonları ve rapor formatları sunuyor mu?
Uyum (compliance) raporlamasına yardımcı olabiliyor mu?
Gelişmiş DLP çözümleri; kullanıcı davranış analizi, şüpheli aktiviteler için uyarılar, hassas belgelerde dijital filigran (watermark) oluşturma gibi özelliklerle güvenlik ekiplerine ciddi avantajlar sunar.
Bu tür gelişmiş sistemler, bir uzmanın tek başına 1500 ila 2000 kullanıcıyı yönetmesini mümkün kılar. Bu başarı, içerik tabanlı gelişmiş arama algoritmaları sayesinde sağlanır. Geleneksel sistemlerin aksine, modern DLP çözümleri hem içerik hem de nitelik (attribute) tabanlı arama yöntemlerini bir arada kullanır.
5. Teknik Destek ve Eğitim Olanakları
DLP sistemlerinin kurulum ve entegrasyon süreçleri başlangıçta karmaşık olabilir. Bu nedenle üreticinin sunduğu teknik destek büyük önem taşır.
İdeal bir DLP geliştiricisi, entegrasyon aşamasında rehberlik sunmalı, çalışanların eğitimi, yeni güvenlik politikalarının tanımlanması, üçüncü parti yazılımlarla entegrasyon ve olay incelemeleri gibi konularda aktif destek sağlamalıdır.
Uzun vadede, güçlü bir destek altyapısına sahip üretici, iyi bir güvenlik partneri haline gelir.
6. Entegrasyon Yetkinliği
Modern DLP sistemleri, iç tehditlere karşı en etkili savunma katmanlarından biridir. Ancak tam koruma sağlamak için diğer güvenlik yazılımlarıyla uyumlu şekilde çalışması gerekir.
SIEM ve DCAP sistemleriyle entegrasyon, olaylara müdahale süresini kısaltır ve daha derinlemesine olay analizleri yapılmasını sağlar.
Bununla birlikte, DLP geliştiricisi kendi entegre güvenlik çözümlerine sahip değilse, dış sistemlerle entegrasyon ek maliyet ve uyumluluk sorunları yaratabilir. En kötü senaryoda, güvenlik sistemleri birbiriyle çatışabilir.
Sonuç: Karar Vermeden Önce Test Edin
DLP sistemleri farklı özelliklere ve maliyet yapılarına sahip olabilir. Donanım gereksinimleri, çalışan yetkinlikleri ve destek hizmetleri toplam maliyeti doğrudan etkiler.
Pazarlama dokümanları her zaman gerçek durumu yansıtmayabilir; bu nedenle nihai karar öncesinde kapsamlı bir test süreci yürütmek kritik önem taşır. Yazılımın stres altında nasıl çalıştığını, destek ekibinin ne kadar hızlı yanıt verdiğini gözlemleyin.
Yalnızca teknik özellikler, testler ve destek hizmetleri üzerinden yapılacak bütüncül bir değerlendirme, şirketinize en uygun DLP sistemini seçmenizi sağlar.